Kayıtlar

Her şeye sıfırdan başlamak...

Resim
Hepimizin sıklıkla kullandığı cümlelerden biridir "Her şeye sıfırdan başlamak" istiyorum. Yeni tabirle bir reset atmak istiyorum. Hayatın yorucu temposu içinde bazen o kadar fazla kayboluyoruz ki bir an durup arkamıza baktığımızda yaptığımız onlarca hatanın bedelini ödediğimizi gördükçe diyoruz ki keşke her şeye tekrar başlayabilsem... Ama maalesef hayat bize bu şansı tanımıyor. Bu sebepledir ki pişmanlıklar yaşamak yerine olduğun yeri sıfır kabul etmek en iyisidir. Artık yeni bir hayatın var ve yanında bir çok tecrübe biriktirmişliğin... Kaybettiklerine hayıflanmak yerine aldığın tecrübelerle yeni bir hayat inşaa edebilirsin. Ne var bakıyoruz elimizde koca bir HİÇ... Bu zamana kadar HİÇ biriktirmiş olamayız... Artık eskisinden daha olgun , artık eskisinden daha bilinçliyiz... Yaşlanmak mı bunu getiren , yoksa tecrübeler mi bu bilinmezlik bir kenarda duradursun yeni hayatımızı nasıl tasarlayabiliriz ona bakalım. Ne yapmak istiyoruz onu sorgulamak lazım ilk olarak... A...

Üstün Başarı İçin Takım Olmak

“ Bir elin nesi var iki elin sesi var “, “ Birlikten kuvvet doğar “, “ Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz “ gibi atasözleriyle büyüdük. Bu atasözleri tam olarak ne zaman ortaya çıktı bilmiyorum ama “ Takım “ olmanın önemi üzerinde herhalde son 40 – 50 yılda çok daha fazla durulmaya başlandı. Günümüzde ise artık hemen hemen tüm kurumlar takım çalışmasının öneminin farkına varmışlar ve kurumlarını bu yönde geliştirmeye çalışıyorlar ve çok net görülüyor ki,En başarılılar; aslında bireyler değil, en başarılı Takımlar. Gerçekten öyle mi acaba? Michael Schumacher 5 kez üst üste Dünya şampiyonu olurken bunu tek başına mı gerçekleştirdi? Yoksa, Schumacher’in bu başarısında, John Todd liderliğinde mükemmel bir uyum sağlamış olan Ferrari takımının hiç payı yok muydu? Peki, ya Lionel Messi Dünyada yılın futbolcusu olurken aynı başarıyı milli takımında da aynı düzeyde gösterebiliyor mu? Dünyanın en önemli şirketlerinden Coca Cola nın en tepesinde bir Türk var ve kendisiyle gurur ...

Benim gibi DÜZENSİZLER için... DÜZEN İÇİN 5 ADIM

Düzeninizi ölçmek için sizinle kısa bir test yapalım mı? Evet diyorsanız size ait bir ortama geçin ya da hayal edin lütfen. Evinizde kendinize ayırdığınız özel bir alan, iş yerinde çalışma odanız veya üretim sahasında size ait bir bölüm olabilir. Birkaç sorum olacak. Bulunduğunuz ortam size dağınık ve rahatsız edici geliyor mu? Aradığınız bir şeyi kısa sürede bulabiliyor musunuz? Size ait ortamda var olup da bir türlü bulamadığınız eşyalarınızın yerine yenisini aldığınız oluyor mu? Dağınıklığınız yüzünden başarısız olduğunuz zamanlar oldu mu? Bu sorulara cevaplarınız evet ise ve düzensizlik çanları kimin için çalıyor derseniz, elbette ki sizin için! Dağınık ortam her ne kadar bazılarınızın hoşuna gitse de iş arkadaşı veya aile bireylerinin pek de hoşuna gitmiyor olabilir. Bulunduğunuz her ortamda sizden daha düzenli yöneticiler, iş arkadaşları veya aile bireyleri vardır.Düzeniniz konusunda çok sık eleştiri ve öneri alıyorsunuzdur. Düzeniniz yoksa hareketleriniz, üreti...

Kişisel Markanı Yaratmak...

Kişisel marka, beraber çalışılan ve yaşanılan insanlara, müşterilere davranıldığı gibi davranmayı kapsamaktadır. Bununla birlikte, kişisel marka basite odaklandığından, davranış değişimini de mümkün kılmaktadır. Kişisel marka çalışmaları, kişiye, kişi için en büyük farkı yaratacak şeylerin neler olduğunu söyleyebilmektedir. Benzer şekilde kişisel marka, kişinin davranışlarını düzenlemekte, kişiye zihinsel rahatlık vermekte ve kişinin farkında olmadığı ihtiyaçlarını ortaya çıkarmaktadır. Kişisel marka, "kişinin sahip olduğu her şeyle; özü, sözü, imajıyla hedef kitlesine/müşterisine verdiği mesaj, yarattığı fark, kendine, işine ve ilişkilerine kattığı değerlere bağlı bir kimlik tanımlamasıdır" . Kişisel marka, kişinin sahip olduğu yetenekleri, değerleri, tutkularının ifadesidir. Markalaşma, bir ürünün gücünün ve pazar koşullarının analiz edildiği bir süreçtir. Bir eylem planı, pazarlama planı yapıp, bir ihtiyaç ve ürün satın alma güdüsü yaratmaktır. Markalaşma bir şeyden bi...

Birazda siyaset yazalım....

Seçim sonuçları açıklandı... Herkesin beklediği istediği şekilde olmadı... HDP 'nin barajı aşması ne AKP'yi mutlu etti... Ne de MHP'yi... Ama genel olarak muhalefet partilerinde bir zafer havası olmadığını da söylemek yalan olur... Çünkü yıllardır süre gelen AKP iktidarı artık son buldu... Ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı seçimleri geldi... Süreç muhalefet partileri tarafından o kadar yanlış yönetildi ki... Sonuç ortada... AKP adayı seçildi... Peki neydi bu yanlışlar... CHP Tayyip Erdoğan'ın oyununa gelerek Baykal'ı aday gösterdi... AKP'nin destekleyeceğini düşünmüş bile olabilirler ... MHP aslında akılcı bir aday göstererek geçen sefer Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP ile mutabık kaldıkları Ekmelettin İhsanoğlu'nu aday gösterdi. Ancak , MHP'nin yanlışları bu andan itibaren başladı... İlk olarak MHP bu konuyu CHP'nin masasına iyi taşıyamadı... Onlara eski Cumhutbaşkanlığı adayını ortak destekleme fikrini satamadı... İkinci...

2015’te her girişimcinin okuması gereken 8 Kitap

Babam her zaman şimdiki senle 20 yıl sonraki senin arasındaki farkın gittiğin yerler ve görüştüğün insanlar sayesinde oluştuğunu söylerdi. Ben olsam buna ek olarak biraz kellik ve gri saç da eklerdim ama aynı şekilde havalı olduğunu söyleyemeyeceğim. Babam haklıydı. Birisiyle kişisel olarak tanışmanız veya onun yazdığı kitabı okumanız fark etmez, insanlar öğrenmenizi ve diğerleri için kişisel büyümeyi sağlayan dönüm noktasıdır. Ocak ayı acele yeni yıl çözüm yolları ve kişisel “esasları” işaret ettiği için, aşağıda 2015’te her girişimcinin okuması gereken sekiz kitabı veriyorum: 1. The Startup Playbook: Secrets of the Fastest-Growing Startups From Their Founding Entrepreneurs by David Kidder (Girişim Oyun Kitabı: Kurucu Girişimcilerden En Hızlı Girişim Büyütmenin Sırları – David Kidder) İsmi her şeyi anlatıyor. Eğer geniş çapta öğrenilmiş dersler ve girişimcilik üzerine deneyimler hakkında bir kaynak arıyorsanız, bu kitap tam size göre. 41 farklı kurucunun görüşleriyle, Girişi...

Dikkat!! Bu Yazıda Bilinç Altı Mesajı Yoktur!!""

Resim
Hayatta hepimizin en az bir kez tecrübe ettiği şaşırtıcı bir durum var: Bilinen hiçbir etkileyici faktör yokken herhangi bir içecek veya yiyeceğin kişinin aklına düşmesi veya onun kokusunu almak gibi duygular yaşanması. Bir film izlerken veya bir ses duyduğumuzda aklımıza düşen bu çeşitli isteklerin sebepleri nelerdir? Gerçekten normalde istemeyebileceğimiz bir ürüne, bir davranışa veya bir fikre yönlendiriliyor olabilir miyiz? Beynimizin kontrol edemediğimiz bir bölümü (bilinçaltı) başkaları tarafından yönlendiriliyor olabilir mi? Son zamanlarda her mecrada bu konuya yönelik haberleri görüyoruz. Özellikle sosyal medyada reklam, film, çizgi film ve video kliplerde kullanılan çeşitli bilinçaltı (subliminal) mesajların varlığını haber veren ve biraz da paranoyaya dönüşen video ve yazılar yayınlanıyor. Bu paylaşımlarda genellikle benzer örnekler veriliyor. İnsan zihni dışarıdan gelen iki uyarana karşı tamamen duyarlı bir yapıdadır. Bunlar yaşam ve ölümle ilgili uyaranlardır. B...